27 Ocak 2011 Perşembe

Can Yücel Şiirleri Üzerine;

Gelişen teknolojiyle birlikte bilgiye ulaşmak artık dünyadaki en kolay işlerden biri haline geldi. Hatta öyle bir boyut aldı ki yaşadığımız çağ “enformasyon çağı” olarak adlandırılmaya başladı. Şüphesiz bu durum bilginin ulaşılabilirliği bakımından okuyucuya birçok imkân sunmakla birlikte suiistimale de çok açık. Çünkü büyük bir bilgi kirliliği içerisindeyiz, okuduğumuz bir metnin içeriğini ya da yazarını değişmiş olarak bir başka yerde bulmak son derece olağan bir durum oldu. Bu durum önümüze ne gelirse tüketen biz tembellerin eline geçince de büyük ölümcül bir silaha dönüştü. Bu ölümcül silahı kullandığımızdan beri usta şairleri, yazarları, sanatçıları öldürür olduk. Boş bir bekleme salonunda önümüze konulunca bile okumaktan erineceğimiz kitapların “özlü sözlerini” tek tıkla paylaşır, hayatı bedeller ödeyerek geçmiş şairleri birer basit “aşk şairine” çeviriverdik.

Bu durumdan en büyük payı da ne yazık ki Can Yücel aldı. Özellikle son 1 senedir, birçok sosyal paylaşım sitesi, blog, forum gibi yerlerde kimin yazdığı belli olmayan, Can Yücel’in alelade bir zaman da bile kurmaktan imtina edeceği cümlelerin altına Can Yücel imzası atılır oldu. “Bunda ne var paylaşıp gidiyor işte!” deme hakkını kendinizde görür müsünüz bilmem ama bunu demek yapılacak en büyük küstahlıklardan biridir. Çünkü Can Yücel en başta büyük bir düşün ve kavga adamıdır. Kendi idealleri uğruna bedeller ödeyerek, çalışarak, çabalayarak hayatını geçirmiş; eserlerini de bu hayat süzgecinden geçirerek ortaya koymuştur. Yaşadığı süre boyunca hapislerle, sürgünlerle O’nu yok etmeye çalışan sistem, şimdi de yarattığı tüketim toplumuna güvenerek eserlerinin içini boşaltmaya ve onu da her hangi bir meta gibi tüketmeye çalışıyor. Ancak Can Baba’nın ardında bıraktığı anılar, sözler ve de en önemlisi eserler o kadar kuvvetlidir ki evrenin en büyük yok edicisi zamana bile direnmektedir, direnecektir. Bu durum sadece Can Yücel için değil; Nazım Hikmet’ten, Ahmed Arif’e, Özdemir Asaf’a kadar bütün değerli şairler için geçerlidir. Onlar satırlarında kavgalarını, fakirliği, umudu yazmıştır. Yazdıkları aşk’ın ise bugün ki gibi birbirine geçmiş vıcık vıcık aşklarla alakası yoktur. Aşk’ın en saf, en temiz hali onların satırlarında hayat bulmuştur.

Bu yüzden, oluşturduğumuz sosyal paylaşım sitelerindeki profillerimizin “En Sevdiği Şair” kısmına Can Yücel adını yazacak kadar değer veriyorsak eğer, Can Yücel’i kitaplarından okuyalım. Ama tek amacımız anlık bir mesaj vermekse etrafımıza “piyasada” anında tüketilmek için onlarca şarkı sözü ve şair demeye bin şahit isteyecek şairler var. Onlara yönelelim.

Ve son olarak ekleyelim;

“Sistem kendi çarkında dönedursun, ne Can Baba, ne Nazım; hepsinin eserleri ve isimleri her gün daha da değerlenerek ebediyete ulaşacaktır.”

İmza: “Bir Can Yücel Sever”